Fatmanur Erdogan, Yenibiris.com
Bir danışmanlık şirketi ‘işten çıkarılmak kişinin kariyerini sekteye uğratıyor’ diyerek outplacement servislerinin önemini açıklamış. Siz de bu yorumu okuyup korkuya kapıldıysanız, size farklı bir profesyonel perspektif vermek isterim.
İş dünyası kendi kalıpsal düşünceleri içerisinde kendini boğmaya devam ediyor. Ardından da kendi eliyle bağladığı düğümünü çözmeye çalışıyor. İş’ten çıkarılmak, yaptığınız iş’e bir müddet ara vermek, birkaç sene iş dünyasından ayrı olmak kariyerinizi sekteye uğratmıyor. Kariyerinizin gidişatı, değişen önceliklerinizde zamanınızı nasıl değerlendirdiğiniz ve bu zamanı nasıl ifade ettiğinizle ilgilidir.
Yarış atı gibi yetiştirilmiş nesiller ara vermeksizin bir hareket içerisinde olma eğiliminde olursa durmak, yön değiştirmek, deneyimleri büyütmek, yaratıcılığı körüklemek zorlaşabiliyor. Tıkandığımız bir zaman geliyor. Korku değişime engel olabiliyor. İşten kendi isteğimizle çıkmak ya da istemimiz dışında çıkarılmak, ikisi de zor ve ağır geliyor.
Kariyerimize ara vermek— her ne sebeple olursa olsun— yeni bir şeyler denemek, bizlere kendimizi daha iyi tanıma fırsatını da beraberinde getiriyor. Birkaç yıl iş dünyasında olmamak iş dünyasını unutturmuyor. 2 yıl içerisinde iş yapma teknikleri, çalışma sistemleri değişmiyor. Değişen, 2 yıl aradan sonra rakipleriniz arasından sıyrılmanın biraz daha zorlaşması. Bu da zamanınızı nasıl geçirdiğinize ve kendinizi nasıl ifade ettiğinize bağlı olarak gelişiyor.
İş bulmak sadece başarılarınıza, yetenekli olmanıza, ya da tüm kişilik ve IQ testlerinde harikalar yaratmanıza bağlı olmuyor. Çok farklı dinamikler işin içine giriyor. Örneğin şans gibi—iş dünyası her ne kadar şansın başarıda yeri olmadığını ısrarla savunsa da… İş bulmak, tahmin ettiğiniz gibi 1 ayda da olmuyor. Genelde 6 aylık aktif bir arayışı gerektiriyor. Müdür ve üstü pozisyonlar için bu süre daha da uzun olabiliyor. Yukarı doğru çıktıkça hem rekabet kızışıyor hem de pozisyonların sayısı daralıyor.
2009 yılında işine ara vermiş olan ya da iş’ten çıkartılanlardansanız, zamanınızı nasıl kullandığınız, bir sonraki adımınızın başarısında belirgin bir faktör. Bu, hemen kendinize bir hedef koyup, harekete geçmenizi de gerektirmiyor. Dinlenmek, ihtiyacınız olan dinginliğe sahip olmak da bu sürecin bir parçası. Bilmediğiniz konularda bilgiler edinmek, hiç ilgilenmediğiniz konuları araştırmak, yurt dışına çıkmak, gezmek, yürüyüş yapmak, yeteneklerinizi güçlendirmek ya da tamamen yeni bir yetenek kazanmak da… hepsi bu süreç içerisine entegre etmeyi isteyebileceğiniz harika girişimler.
Kendinizle sohbetleriniz ‘acaba işe ara verdiğim için kariyerim zedelenir mi?’ sorgularıyla dolacağına, odak değiştirsin. İş dünyasına geri dönme zamanı geldiğinde işverenlere, bu sürecin size ve kariyerinize nasıl etkisi olduğunu anlatmak istemenize odaklansın. Bir de, zaman içerisinde odağınızın genişlemesine, daralmasına ve yeni şekiller almasına izin vermek aklınızın hep bir köşesinde dursun.