Fatmanur Erdogan | Chief Strategy Officer | IPPA Communications | ippaworld.com
Kurumsal İletişim’de Neler Oluyor?
İcra Kurullarında yöneticilere kurumsal iletişimin ne yapması gerektiğini sorduğumuzda hala aldığımız cevaplar şöyle:
“Basında haberlerimizin çıkmasını sağlamak”
“Kriz hallerinde iletişimi yönetmek”
“Event düzenlemek”
“Raporlar hazırlamak”
Kurumsal İletişim alanında çalışıyorsanız, bu cevapları uluslararası bir şirketi yöneten üst düzeylerden duymak size iki şeyi gösterir.
Birincisi, üst düzey pozisyonlara seçilmiş yöneticilerin işletmenin en kritik fonksiyonlarından biri hakkında ne kadar yetersiz bilgiye sahip olduğudur. Durum böyle olunca, bu pozisyonlara getirilen kişilerin yetenek ve yetkinliklerinin de yanlış belirleniyor olması kaçınılmazdır.
Halen kurumsal iletişim fonksiyonu bir iki gazeteciye haber yazdırmak, haberin çıkmasını engelletmek ve event düzenlemek olarak anlaşılmaktadır.
İkinci gösterge, yapılacak çok işinizin olduğu ama aynı zamanda kurumsal iletişim fonksiyonunun ne işe yaradığını bilmeyen bir ekip içerisinde işinizi yenilikçi yaklaşımlarla yapmanızın oldukça güç olacağıdır.
Hedefiniz, sadece gemiyi yürütmekse, bu beklentileri karşılamanız oldukça rahat olur. Emekliliğinizi böyle bir şirketten, yukarıda yazdığım dört beklentiyi yerine getirerek alabilirsiniz!
İşin Özü Nedir?
Kurumsal iletişim temel itibariyle, bir kurumun paydaşlar nezdinde nasıl ve ne şekilde pozisyon alması gerektiğini belirler. Stratejik bir fonksiyondur. Kurumsal markanızın iletişim stratejisini ve bu stratejik yaklaşımlar doğrultusunda ele alınması gereken projeleri, yatırımları ve yaklaşımları kurumun DNA’sına sokar. Bunu çeşitli alt fonksiyonları harekete geçirerek ve organizasyondaki kültürü de geliştirerek/değiştirerek yapar. Tüm bu çalışmalar sonuç olarak, kuruma artan bir itibar olarak geri döner.
Tavuk-Yumurta Sorunsalı
Kurumsal İletişim departmanlarının etkin olabilmesi için bu pozisyonlara gelen kişilerin vizyoner ve girişimci bir yapıya sahip olması, yaratıcı yeteneklerinin olması, stratejik düşünebilmeleri, kurumları dönüştürme güdüsü ve cesaretine sahip olması gerekir. Kurumları dönüştürme güdüsü ve cesareti, önemsemek zorunda olduğumuz bir kriterdir.
Toplantılarda, çoğu yöneticilerin pozisyon korumak için sessiz kalmayı tercih ettiği kritik konularda, geminin yönünü değiştirebilmek için güçlü durabilmek demektir. İçinden geçtiğimiz şu tarihi dönem, sağlam karakterin ve etik iş yapış tarzının iş hayatında da ne kadar önemli olabileceğini hepimize gösteriyor.
Ancak tüm beklentiyi Kurumsal İletişim yöneticilerinin üzerine yıkmak da sorunun çözümü için yeterli değil. Yönetim kademeleri, özellikle de CEO seviyesindeki yöneticilerin, Kurumsal İletişim fonksiyonu hakkında yüksek seviyede bilinçlendirilmeleri şarttır. Bu bağlamda, CEO seçimlerinde yöneticilerin seçim kriterlerinin değişmesini beklemeliyiz. CEO ve üst yönetimlerin, bulundukları ortamın yaşam kalitesini nasıl ve neden artırmak istedikleri konusunda net ve samimi bir sebeplerinin olması gerektiği günümüzde aşikardır. Bunu güzellik yarışmalarında olduğu gibi, bir söylem olarak vermesini değil, bu alanda aktif bir iç mücadelesinin olmasını beklemeliyiz. Bu beklenti günümüz koşullarında ütopik dursa da, önümüzdeki dönemlerde bir numaralı kriter olarak karşımıza çıkacaktır.
Günü Kurtarmak
Türkiye’de stratejik yaklaşımlara çok az önem veriyoruz. Günü kurtarmak, kurumla uyumlu olsun olmasın projeler yapıyor olmak, iş dünyasının çok sevdiği durumlar.
Projeleri yapıyor muyuz? Yapıyoruz.
Etkili mi? Genelde pek değil ama faaliyet raporlarımızı süsleyen güzel işler altında yer verip, sayfa dolduruyoruz!
Çalışan motive olsun diye gerekli gereksiz, her fikre onay veriyoruz. Oysa, stratejik iletişimden anlayan yöneticilerin işlerini rahatlıkla fark ediyor, sürüden ayrılmış özgün işlere imza attıklarını görüyoruz.
Stratejiden anlamayan yönetimler, tıpkı kurumların banallaşmış “değer” çalışmalarını hazırlayanları hatırlatıyor.
Aynılık Sendromu
100 şirketin kurumsal değerlerine bir bakın. Sizce olmazsa olmaz 2 değeri ne çıkar?
Yanılmadınız.
“Müşteri memnuniyeti” ve “Takım Oyunu”
Eğer son beş altı yıl içerisinde değerlerinizi belirlediyseniz, o zaman “girişimcilik” de bu değerlerin arasındadır!
Düşünmeyi bir lüks olarak görmezsek, kritik düşünmeyi önemser ve stratejik yaklaşımlarla daha etkin adımlar atabiliriz.
O zaman değerler, davranışlar ile ilkeler arasındaki farkı da anlayabilmiş oluruz.
Müşteri memnuniyeti bir çalışma ilkesidir.
Takım oyunu bir çalışma ilkesidir.
Girişimci davranış, bir kişilik özelliğidir.
Düşünen, işine hakim olan, vizyoner ve stratejik yaklaşımlarla iş yapan yöneticiler bu tür klişelerden, düşünmeden yapılan işlerden kaçınan yenilikçi ve özgün kişilerdir.
Stratejik İletişim
Kurumsal iletişim departmanları, kurumun genelinde yapılan tüm işlerin kurumun itibarı açısından nasıl ele alınacağı ve etkileşimin nasıl yaratılacağı ile ilgilidir. Bir kurumda, örneğin, değerler çalışması yapılıyorsa, kurumsal iletişim bu çalışmalara iletişim değeri katar.
Neden mi?
Çünkü içselleştirme, kurum değerinin ortaya çıkmasıyla oluşmaz! Bir değerin içselleştirilmesi, onun yaşatılması ile ilgilidir. Süreçlerin içine yedirilmesinin yanısıra, iletişim projeleri ile desteklenmelidir. İletişimi email atmak, intranette bilgi yayınlamak, sosyal medyaya video çekip koymak olarak gören iletişimciler, kuşkusuz, stratejik yaklaşım yetisi olmayanlardır.