İyi oluş, iyi hissetmekten farklıdır.
Sağlıklı olmak için, bedensel, zihinsel ve sosyal tam iyilik halinizin olması gerekir. Bu açıdan baktığımızda tam iyilik hali insana dair ihtiyaçların hem duygusal hem de bilişsel açıdan karşılanması, bir diğer ifadeyle “insanın kendini iyi hissetmesi ve iyi işlevde bulunmasıdır”. Bu tam iyilik haline, pozitif psikoloji literatüründe “öznel iyi oluş” diyoruz.
Öznel iyi oluş alanında çalışanlar bilim insanları insanların yaşamlarının iyileştirilmesi ile ilgilenir.
Öznel iyi oluş, bireyin “yaşam kalitesinin” artırılmasına etken olan 7 boyutun önemli bir bileşeni olduğundan, ölçümlenebilir. Bu nedenle, bireyin yaşamının nasıl iyileştirilebileceğine yönelik öneriler, kanıta dayalı bilimsel verilerdir.
Öznel iyi oluşun yüksek olması, salt bireye fayda sağlamasının ötesinde, kurumların ve toplumların etkili işlemesine de fayda sağlamaktadır.
İyi oluş kavramı, yaşam kalitenizi belirleyen en önemli kavramdır. İyi oluş, yaşadığınız ortam, sağlığınız, boş vakitleriniz, sosyal ilişkileriniz, aile yaşantınız, içinde bulunduğunuz çevre, entelektüel ihtiyaçlarınız ve finansal durumunuz gibi faktörleri içine alır. Bu faktörlerin oluşması bir ülkenin gelişme ve refah seviyesi ile de yakından alakalıdır.
Martin Seligman
Pozitif psikoloji akımının modern çağda yükselmesini sağlayan Martin Seligman, öznel iyi oluşu PERMA adını verdiği bir model ile açıklar.
P (Olumlu Duygular- Positive Emotions):
Olumlu duyguların olumsuz duygulara nazaran daha sıklıkla yaşanıyor olmasıdır.
E (Bağlanma-Engagement):
Akış halinde olmayla ilişkili olan bu kavram, insanın yaptığı işe, kuruma veya faaliyete bağlanarak, zamanı unutacak şekilde meşguliyeti anlamındadır. Akış kuramının babası sayılan psikolog Mihayl C. insanın hayata bağlanmasının, kendini tüm benliğiyle yaptığı faaliyete vererek akışta olmasının yaşamdaki en güzel zaman dilimleri olduğunu ileri sürer.
R (Doyurucu ilişkiler-Relationships):
Doyurucu bir ilişki başkaları tarafından sevilme, destek ve değer görmek demektir. Güvene dayalı ilişkiler kurabilmektir. Bu tür doyurucu ilişkiler, toplumla bütünleşme duygusuna ve sosyal ilişkilerinden memnun olmalarına işaret eder.
M (Anlam-Meaning):
İnsanın kendi yaşamında bir amaç ve anlam bulmuş olmasına işaret eder. Kendinden daha büyük birşeye aidiyet hissetmek ve o doğrultuda hareket etmek isteğidir. Hayatın yaşama değer olduğu hissini yaratır. Nietzche’nin “Yaşamak için bir nedeni olan kişi, her tür “nasıl”a katlanabilir” sözü yol göstericidir.
A (Başarı-Achievement):
Hedef belirlemeyi ve bu hedefler doğrultusunda çaba vermeyi temsil eder. Özyeterliliği ifade eder. Kişinin kendini başarılı hissetmesiyle ilgilidir.
Kurumsal eğitimler için